8 Ekim 2019 Salı

SABAHA KADAR AĞLAYIP, YÜZ GÖZ ŞİŞ, SES ÇATALLI UYANINCA ANNEMİZE HASTA OLUYORUM DEME GÜNLERİ; HOŞGELDİN.

13 Ağustos 2019 Salı

Yitirmek

Yaklaşık 3 buçuk yıl önce aslında çok da sevmediğim ama çok alışık olduğum 7 yıllık sevgilimin ihanetine uğradıktan sonra , aşkın çok gerçekçi olmadığına karar verip kendimi kapatmıştım ilişkilere. Kısa basit ilişkiler yaşadım yada bir kaç günü geçmeyen çıkar ilişkilerim oldu. Ama yine de dua etmekten, sevebileceğim mükemmel adamı dilemekten vazgeçmemiştim. 6 ay önce 28 Ocak günü dilediğim adamla yollarımız kesişti. Çok akıllı, kararlı, aklı başında, istikrarlı, et yemeyen beni et yapmaya mecbur bırakmayan, aşırı inançlı olmayan dilemiştim ama o tamamen inançsız biri, beni çok seven, çok sevdiğim kısacası ne istediysem hepsine sahip olan ve son 5 aydın hemen her gün varlığına şükrettiğim ponçiğim, aşkım, bugün beni terk etti. O kadar üzgünüm ki tarif etmek bile çok zor geliyor. Açım bir gün dinecek biliyorum. Aşkıma o tatlı adama da çok güzel bir ömür diliyorum. İyi ki tanıdım, iyi ki sevdim.


DÜZELTME: Barışıldı 💓

20 Temmuz 2019 Cumartesi

Yaşlanmak/ Yetişkin Olmak İkilemi

Bu yazıyı çok eski bir arkadaşımın evindeyken yazdım. Hayatımda yolunda gitmeyen şeyler olduğunu düşündüm.
M.'nin evindeyim. Olduğum kişiden, yaşadığım hayattan çok farklı bir hayatla karşı karşıyayım. Bunları yazmaya karar verdim çünkü motiveyim ve bu motivasyona sahip olmadığım anlarda bunları tekrar okuyarak motivasyonumu geri kazanabileceğime inanıyorum.
Çok temelden başlamak gerekirse burdaki ilk farklılık onların saat 12:00'de çok uykusu gelmiş halde uyumaya gitmeleri oldu. Ben olmasam belki 1-2 saat önce çoktan uyumuş olacaklardı. Bense günlük hayatımda 5-6 saat daha oturabilirim. Çok geç uyuyup çok geç uyanmam hayat kalitemde ve mevcut sorumluluklarımı yerinde getirmemde önemli ölçüde beni aşağı çeken bir durum. Uyku düzenimi tekrar sağlamam şart. Hayatım boyunca gece insanı olmuş olsam da yetişkin hayatının temel sorumluluklarından ve yetilerinden birinin bu olduğunu düşünmeye başladım.
Şu anda gördüğüm bende mevcut olmayan yetişkin sorumluluklarından biri de temizlik, titizlik ve düzen. Aynı yata olmamıza rağmen ( kişilik özelliklerimiz ve hayatlarımızın farklı olmasını es geçerek) M.'nin çok temiz, tertipli olması ama benim temizliği ve tertibi hayatımda bir zorunluluk olarak görmeyip bunlara önem vermemem. Ama es geçtiğim nokta temizliğin her insan için zorunlu olması. Bu noktada bundan sonra hayatımda, odamda, evimde daha temiz ve düzenli olmam bir zorunluluk haline geldi.
Bir diğer temel problem yeterince sorumluluk sahibi olmaktan kaçınmam yada sorumluluğu alsam bile bunları yerine getirmemem yani yapacağım deyip yapmamam. Aslında konfor bile diyemeyeceğimiz ufak rahatlıkların hayatımı tamamen ele geçirmesi, tembellik yada atalet. Bunun ataletten ziyade tembellik olduğunu düşünüyorum. ( bunu geçen hafta bir kitabın arka kapağına yazmıştım şimdi buraya geçirirken düzeltme yapmam şart; tembellik tanımımın yanlış olduğunu aslında durumun tamamen atalettten kaynakladığını öğrendim bu arada,duygusal ataletmiş bu) Hayatımın bulunduğum noktasında pek çok sorumluluğum varken bunları yerine getirmek istemiyor oluşum ve bunlara aslında bahane bile bulamamam çok mantıksız ve geçersiz. Tezimi tamamlama sorumluluğum tüm sorumluluklarımın başında geliyor. Bundan zarar görecek tek kişinin ben olmamam, hem bana güvenen hocamın hem de şimdiye kadar bana destek olan ailemin güvenini kırmak, gözlerinde sorumsuz, ilgisiz insan durumuna düşmek üzücü. Yetişkin sorumluluklarımdan bir diğeri sorumluluklarını taşıyabilen insan olmak. Bunu güdülenerek yada motive olarak yapamayacağım ortada. Bu noktada kitaplardan, yazılardan, makalelerden yada görsel kaynaklardan yardım alamın doğru olacağını düşünüyorum. İlk fırsatta elimdeki kitabı bitirip yardımı olup olmadığını anlamalı ve sorumluluk alma, yerine getirme konusunda pozitif değişim yaşayıp yaşamadığımı gözlemlemeli, eğer doğru ilerleyememiş yada gelişim görememişsem bu konu üzerinde daha çok çalışarak mümkün olan en kısa zamanda sorunu çözmeliyim. Bunu çözemezsem muhtemelen diğer alanlarda da başarı göstermem mümkün değil.
Bir diğer can sıkan konu da para. Aslında sorun olmaması değil ( ki şimdi yok ama bu önemsiz) çünkü yeterince para kazandım dönem boyu ama kazandığımdan çok daha fazlasını harcadım. Yaz boyu paramın olmaması da sorunlardan biri tabii. Birikim yapabilecek durumdayken bırak birikim yapmayı borçlu çıktım. ( bu arada uzattığım pek çok konu var onları biraz özel olması sebebiyle geçiyorum) Bu aşamada para biriktirme bilincini kazanmadan önce, para harcama bilincini kazanmalıyım. Bu, pek çok yetişkin gibi kendi hayatımı çevremden bağımsız sürdürebilmeyi öğrenmeliyim. Gelecek dönem için gerekli planı yapıp borçlarımı ödemeli, evlenmek istediğimi de göz önünde bulundurarak birikim yapabilmeye başlamalıyım.
tüm özelimi ve zayıflıklarımı döktükten sonra bu yazıyı burda bitiriyorum.
Kimsenin okumamasını umuyorum:)

24 Haziran 2019 Pazartesi

Bir yere yazmam gerekti. Etrafımda bu kadar sevdiğim, zaman geçirmekten , konuşmaktan keyif aldığım insan varken ve bir kısmı dostum olduğu halde bir yere yazmam gerekti. Açıkçası bu biraz trajedik bir durum.  Çehov  "Kendini yalnız hisseden kimse için her yer çöldür." Diyor bir ara her yer çöldü, bu ara her yer çöl yine. 

Belki de bu yalnızlığa kendi kendimi prangalıyorum. Belki de algımı değiştirip sahip olduğum, olmadığım, olmayı hayal ettiğim her şeyi kabullenip kaderime razı olmalıyım. Arkadaşlarımı olduğu gibi kabul etmekte hiç zorluk çekmezken sevdiğim adamı olduğu gibi kabul etmekte bu kadar zorluk yaşamamı buna bağlıyorum. Hep benim için mükemmeli arıyorum. Mükemmel olmadığını düşündüğüm anda soğuyorum, azabı kendim icat ediyorum yani. 

Mevzu ne mi? Anlatamamak, anlayamamak, anlaşılamamak. Bir adamı seviyorum o da beni. Derdimi, sıkıntımı, kendimi anlatamıyorum bu adama. Biraz katı ve duvarları olan biri ama bir o kadar da sevimli ve anlayışlı. Şimdi neye mi kırıldım? Kendimi anlattığımda dalga geçer gibi gülerek mantıksız olduğunu söylemesine kendi mantığını savunmasına. 

Burası bir okyanus bense küçük bir balığım. İçimi derdimi döktüğüm güvenli alanım olacak yeniden. Okunmamayı, okunursam da anlaşılmayı umuyorum. 

20 Temmuz 2014 Pazar

ask hic biter mi?

Her ask biter mi? Peki ya benimki? Insanin icindeki ask ölür mu?  Peki caresizlik neden bu kadar zor? Be yapacagini bilememek asik misim degil misin onu bile bilemek... yormadan sevmek imkansiz mi? Peki ya insan? Yapayalniz yasayabilir mi? Asksiz sevmeden sevilmeden yasayabilir mi? Bu uolu yalniz yuruyebilir miyim? Simdi ben ne yapmaliyim???

24 Haziran 2014 Salı

İSYEEEEAAAANNN
Aslında hayatımda ilk defa yazmak istememin sebebi bir gönül meselesi.. Ne kadar da klasik dimi :) Ama olayı farklılastıran bu gönül meselesinin bana değil arkadasıma ait olması.. Nasıl mı? En bastan almak lazım.( ben ona M. dicem) Bu bizim liseyi bitirmek üzere olduğumuz döneme dayanıyor yani yaklasık 5-6 yıl önceye. Arkadasım hepimizin olduğu gibi lisede karsılıksız askın ve acının dibine vurup, pencerelerde bütün sınıfla birlikte onun yoldan geçmesini beklerken oldu herşey. Aslında olmadı! Yani aşkı (çoğumuz gibi) karşılık bulmadı :) Problem, karşılıksız aşk ve ardından gelen boşluk yüzünden arayış içindeki M. H.nin yüzünden( ben ve H. hala o güne lanet ediyoruz) hayatına giren enişte beyle hala birlikte. Kaba, düşüncesiz, at gözlüklü hatta neredeyse insanlıktan nasibini almamış eniştemiz sadece M.yi değil beni ve H.yi de mutsuz ediyor. Bizi birbirimizden koparıp, arkadaşlığımızı yok ediyor. Senin hiç aşka saygın yok mu diye sorulduğunu tahmin ederek cevap veriyorum? Benim hala iliklerine kadar aşkı yaşamaktan olan biri olarak aşka saygım var. Ama bu ilişkide aşkı hisseden taraf enişte bey ve bu yüzden mutluluk sansını arkadasımın elinden alıyor. M.nin mutsuz olması bu ilişkiye olan saygımı yok ediyor.
Bir kadın olarak aşık olmamak aşık olmadığın biriyle olmak bana neredeyse imkansız geliyor. 4 yılın sonunda artık monotonlaşmış bir hayat , ilişki ve hep aynı olan konuşmalar bizi mutlu eder mi? Cevap bugün evet mi? Peki ya 10 yıl sonra? 
merhaba!!! bu benim herhangi bir yerde yazdığım ilk yazı. aslında pek yazmaktan anlamam :)) sadece bazen içimde biriken ama tanıdığım birine anlatmak istemediğim şeyleri anlatıp fikir alabileceğim bir yer olsun istedim :) bu kalıcı bir blog olur mu yada beni hiç kimse okur mu bilmiyorum sadece ben burdayım yazıyorum.. bu blogda biraz iç dökme biraz moda biraz yemekler biraz hayatın zorlukları ve birazda gezme tozma var. o zaman hadi başlayalım :)